Genç kız gelin geldiği evde ilk aylar çok mutlu olarak yaşar. Zaman ilerledikçe aynı evde yaşayan kayınvalidesi ile aralarında sorun başlar, buda onların sık sık kavga etmelerine sebep olur.
Bir kaç ay sonra evde huzurlu bir gün geçmez olur. Genç kadın bir şeyler yapmak gerektiğini düşünerek babasının eski arkadaşlarından olan baharatçının yanına gider ve ona olup biteni anlatır.
Yaşlı adam ona bitkilerden yaptığı bir karışım hazırlar ve bunu üç ay boyunca her gün azar azar kaynanası için yaptığı yemeğin içine koymasını söyler. Yaşlı adam genç kadına kimsenin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını, güzel sözlerle hitap etmesini, hizmetinde kusur etmemesini tembihler.
Sevinç içinde eve dönen genç kadın söylenenleri yapmaya başlar. Her gün güzel yemekler yapar ve kaynanasının tabağına azar azar baharatçının verdiklerini koymaya başlar ve kaynanasına çok iyi davranmaya başlar. Bir süre sonra kaynanası da gelinine bir kaynana gibi değil bir anne gibi davranmaya başlar.
Yaptıklarından pişman olan olan genç kadın doğruca baharatçının yanına gider ve yaptıklarından pişman olduğunu zehirin vücuttan atılması için karışım yapmasını ister.
Yaşlı adam genç kadını dinledikten sonra gülerek şöyle der:
-Kızım; Sana verdiklerim sadece vitamin karışımlarıydı, kayınvalideni zehirlemek değil ancak vücudunu daha da güçlenmiştir. Gerçek zehir senin beyninde olan ''Kaynana'' sendromuydu, sen ona iyi davrandıkça, o da sana iyi davranmaya başladı, aranızda sevgi ve muhabbet başladı böylece ana-kız gibi oldunuz. dedi.
GÜL VEREN ELDE, GÜL KOKUSU KALIR.
SEVEN İNSAN, SEVGİSİNİ İNSANLARA VEREN İNSANDIR...
Bir kaç ay sonra evde huzurlu bir gün geçmez olur. Genç kadın bir şeyler yapmak gerektiğini düşünerek babasının eski arkadaşlarından olan baharatçının yanına gider ve ona olup biteni anlatır.
Yaşlı adam ona bitkilerden yaptığı bir karışım hazırlar ve bunu üç ay boyunca her gün azar azar kaynanası için yaptığı yemeğin içine koymasını söyler. Yaşlı adam genç kadına kimsenin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını, güzel sözlerle hitap etmesini, hizmetinde kusur etmemesini tembihler.
Sevinç içinde eve dönen genç kadın söylenenleri yapmaya başlar. Her gün güzel yemekler yapar ve kaynanasının tabağına azar azar baharatçının verdiklerini koymaya başlar ve kaynanasına çok iyi davranmaya başlar. Bir süre sonra kaynanası da gelinine bir kaynana gibi değil bir anne gibi davranmaya başlar.
Yaptıklarından pişman olan olan genç kadın doğruca baharatçının yanına gider ve yaptıklarından pişman olduğunu zehirin vücuttan atılması için karışım yapmasını ister.
Yaşlı adam genç kadını dinledikten sonra gülerek şöyle der:
-Kızım; Sana verdiklerim sadece vitamin karışımlarıydı, kayınvalideni zehirlemek değil ancak vücudunu daha da güçlenmiştir. Gerçek zehir senin beyninde olan ''Kaynana'' sendromuydu, sen ona iyi davrandıkça, o da sana iyi davranmaya başladı, aranızda sevgi ve muhabbet başladı böylece ana-kız gibi oldunuz. dedi.
GÜL VEREN ELDE, GÜL KOKUSU KALIR.
SEVEN İNSAN, SEVGİSİNİ İNSANLARA VEREN İNSANDIR...