Bakan Göktaş: Dijital çağ, kuşaklar arası iletişim sorunlarını artırıyor
Mikail KARAMAN/ANKARA, (DHA)- AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Dijitalleşen dünyada, gençlerimizin kendilerine yapay bir hayat inşa ederek, kendi kişiliklerinden tavizler verdiğine, sanal ve sahte kimliklere büründüklerine şahit oluyoruz
AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Dijitalleşen dünyada, gençlerimizin kendilerine yapay bir hayat inşa ederek, kendi kişiliklerinden tavizler verdiğine, sanal ve sahte kimliklere büründüklerine şahit oluyoruz. Bugün sosyal medyanın etkileri ve dijital riskler, aileler için büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Ayrıca gördük ki, dijital çağ, ebeveyn-çocuk ilişkilerini değiştirerek roller arasındaki sınırları belirsizleştiriyor ve kuşaklar arası iletişim sorunlarını artırıyor dedi.
Bakan Göktaş, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Yapay Zeka Politikalar Derneği (AIPA) iş birliğinde, Ankara'daki bir otelde düzenlenen 'Uluslararası Yapay Zeka Çağında Medya Zirvesi' programına katıldı. Programda Bakan Göktaş'ın yanı sıra RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ve AIPA Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu da yer aldı. Burada konuşan Göktaş, yapay zeka ile desteklenen medyanın kadın ve çocuk başta olmak üzere tüm aileyi nasıl etkilediği ve ne yönde dönüştürdüğünün düşünülmesi gerektiğini belirterek, Yapay zekanın sunduğu faydalar gerçekten önemli. Gelişmeyi desteklerken, verimliliği artırma ve devam eden zorlukları çözme konusunda büyük bir potansiyel barındırıyor. Bu dönüşüm bilgiye erişimi ve tüm iletişim süreçlerini kolaylaştırırken, güvenilirlik ve etik sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu anlamda karşı karşıya kalabileceğimiz risklerin tüm boyutlarıyla ele alınmasını oldukça kıymetli buluyoruz. Bu risklerin bertaraf edilmesi için, yapay zeka teknolojilerinin şeffaf, adil ve erişilebilir bir şekilde geliştirilmesi büyük bir önem taşıyor diye konuştu.
'YAPAY ZEKA, İLETİŞİM SORUNLARINI ARTIRABİLİR'
Bakan Göktaş, yapay zekanın en büyük risklerinden birinin, ön yargıların veri setlerine yansıması sonucunda kadınlara karşı ayrımcılığın artması olduğunu işaret ederek, Bunun yanı sıra çocuklar özelinde yapay zeka destekli eğitim platformları, kişiselleştirilmiş öğrenme fırsatları sunarken, yanlış algoritmalar öğrenme eşitsizliklerini derinleştirebilir. Çevrim içi içeriklerin yetersiz denetimi çocukların psikolojik gelişimini olumsuz etkilerken, etik tasarıma uygun olmayan sistemler mahremiyetlerini riske atabilir. Ayrıca yapay zeka tabanlı dijital araçlar, bir taraftan aile içi iletişimi desteklerken; diğer taraftan yanlış kullanım, aile bağlarını zayıflatıp iletişim sorunlarını artırabilir. Aşırı dijitalleşme, çocuklar ve ebeveynler arasında duygusal kopukluğa yol açabilir. Ayrıca, yapay zeka destekli sosyal ve finansal destek süreçlerindeki önyargılar, ihtiyaç sahibi ailelerin hizmetlere erişiminde adaletsizliklere neden olabilir. Yaşlılar için dijital okuryazarlıklarına uygun tasarlanmadığında yalnızlık ve izolasyonu artırabilir. Bu anlamda yapay zeka sistemlerinin tasarım ve kullanım süreçlerinde, her yaş grubunun, çocukların, kadınların, yaşlıların ve ailelerin ihtiyaçlarını merkeze alan, etik ve kapsayıcı yaklaşımlar benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz. Aksi takdirde, bu teknolojilerin fırsatlar sunmaktan çok, toplumdaki eşitsizlikleri ve kırılganlıkları derinleştiren bir araç haline gelmesi kaçınılmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor dedi.
'DİJİTAL ÇAĞ, KUŞAKLAR ARASI İLETİŞİM SORUNLARINI ARTIRIYOR'
Medyanın toplum üzerindeki etkisini ve ikna edici gücünün çok iyi bilindiğini ifade eden Bakan Göktaş, medyanın insanların duygu ve düşüncelerini etkilediği, tutum ve davranışlara yön verdiğinin birçok araştırma ile ortaya konulduğunu belirtti. Geleneksel ve yeni medya kanallarında kadınların basmakalıp rollerle temsil edildiğini belirten Göktaş, Kadın bedeninin metalaştırıldığını ve bu temsil biçimleri nedeniyle kadınlara karşı ayrımcılığın daha da pekiştiğini üzülerek görüyoruz. Dijitalleşen dünyada, gençlerimizin kendilerine yapay bir hayat inşa ederek, kendi kişiliklerinden tavizler verdiğine, sanal ve sahte kimliklere büründüklerine şahit oluyoruz. Bugün sosyal medyanın etkileri ve dijital riskler, aileler için büyük bir endişe kaynağı haline geldi. Ayrıca gördük ki, dijital çağ, ebeveyn-çocuk ilişkilerini değiştirerek roller arasındaki sınırları belirsizleştiriyor ve kuşaklar arası iletişim sorunlarını artırıyor. Gerek haberler gerek gündüz kuşakları gerek dizi ve filmlerde kadına, çocuğa yönelik şiddetin sunuluş biçiminin, var olan şiddeti yeniden ürettiği ve şiddeti normalleştirdiği yönünde bulgular elde ettik. Tüm bu hususlara dikkat çekmek için yıl içinde dizi yapımcılarıyla, medya ve sosyal medya temsilcileriyle bir araya geldik. Tüm taraflara hassasiyetlerimizi aktararak, yayın ve içeriklerin bu hassasiyetler çevresinde desteklenmesine yönelik görüşlerimizi dile getirdik diye konuştu.
'MEDYA, İNSANİ DEĞERLERİ YÜCELTEN VE YAŞATAN BİR ARAÇ OLMALI'
Mart ayında RTÜK Başkanlığı ile iş birliği içinde hazırlanan 'Medyada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Etik İlkeleri'ni yayımladıklarını hatırlatan Göktaş, konuşmasına şöyle devam etti:
Yayımlanan bu etik ilkelerin medya kuruluşları için önemli bir rehber niteliği taşıdığını düşünüyorum. Medyanın bu ilkeleri benimsemesinin, kadına yönelik şiddetin toplumda normalleştirilmesinin önüne geçilmesine, mağdurların daha fazla zarar görmesinin engellenmesine katkı sunacağına inanıyorum. Sonuç olarak yapay zeka çağındaki medyanın ürettiği yanlış ve yıkıcı etkilerle değil, ürettiği ve yaydığı bilgiyle, kültürle bütünleşmek istiyoruz. Medya, insani değerleri yücelten ve yaşatan bir araç olmalı. Söz konusu aile, kadın, çocuk ve gençlik olduğunda herkesin büyük bir hassasiyetle meselelere yaklaşması gerekiyor. Toplumsal farkındalığı artıracak yayınlar, toplumsal sorunların aşılmasına da katkı sunacaktır.
Program sonunda Bakan Göktaş ve RTÜK Başkanı Şahin'e yapay zeka ile oluşturulmuş resimler hediye edildi.